Kitabın Adı : Erik Ağacı
Kitabın Yazarı : Ellen Marie Wiseman
Sayfa Sayısı : 505
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Arka Kapak Tanıtımı
Köklerin neredeyse orada çiçek açarsın.
Büyükannemin söylediği en güzel sözdü bu. Çünkü kökün ne kadar güçlü olursa vereceğin meyve de o kadar güzel olur. Ancak benim meyve verecek dallarımı daha on yedi yaşındayken kırdılar. dün ile bugün arasında öyle çok fark var ki... İsaac ile erik ağaçlarının arasında koşturup, birlikte büyüdüğümüz küçük Alman köyüne rüzgarlı tepeden baktığımız günler çok mu geride kaldı şimdi?
1938 yılının sonbaharı, neden savaşı beraberinde getirdi ki? Sürekli kulağımda yankılanan bomba ve siren seslerini kim silecek? Ailem ve ben sığınağa tam vaktinde gidebilecek miyiz düşüncesinden ne zaman kurtulacağım peki?
Neyi özlüyorum biliyor musunuz? İsaac ile birlikte yumuşacık ekmek üzerine sürüp yediğimiz erik reçelinin tadını. O erik reçeli benim çocukluğum, hayallerim ve umutlarımdı. Ah İsaac...
İnançlarımız yüzünden bu savaş bizi ayırsa da kalbimdeki seni nasıl alacaklar? Ben, Christine Bölz, her neredeysen orada senin yanındayım. Seni seviyorum, sevgilim ve senden hiç vazgeçmeyeceğim. Hem aşk için kimler neleri feda etmedi ki...
Ardımda Kalanlar ile gönülleri fetheden Ellen Marie Wiseman, bu kez Erik Ağacı ile okuyucularıyla buluşuyor. Annesinin hayatına dayanan hikaye cesareti, kurtuluşu, kalp kırıklıklarını ve aşkla uyanan umudu müthiş bir gerçeklikle anlatıyor.
Yorumum
"Köklerin neredeyse orada çiçek açarsın"
Etkileyici girişiyle Erik Ağacı'nı soluksuz okudum.
Yazar; İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler Almanya' sında yaşanan Yahudi soykırımını romantik bir aşk hikayesiyle anlatmış.
İsaac, aslen Yahudi olan ünlü bir avukatın oğludur. Christine ise İsaac'ın ailesinin evinde çalışmaya giden Alman bir ailenin kızı. Birbirlerine aşık olan bu iki gencimiz savaşın çıkmasıyla ayrılmak zorunda kalırlar.
İsaac, aslen Yahudi olan ünlü bir avukatın oğludur. Christine ise İsaac'ın ailesinin evinde çalışmaya giden Alman bir ailenin kızı. Birbirlerine aşık olan bu iki gencimiz savaşın çıkmasıyla ayrılmak zorunda kalırlar.
Gidecek hiç bir yeri olmayan İsaac' ın, yürekleri dağlayan yaşam mücadelesinden etkilenmemek elde değil...
İnsanlığın sorgulandığı, ölüm kalım savaşının ortasındaki Christine' nin ailesinin, sıcacık sevgisinden küçücük bir parçası sizinle olacak.
İnsanlığın sorgulandığı, ölüm kalım savaşının ortasındaki Christine' nin ailesinin, sıcacık sevgisinden küçücük bir parçası sizinle olacak.
Gerçek ile rüyanın artık birbirine karıştığı, savaşın ortasındaki Christine' nin hem kendisi için hem ailesi için hem de tek aşkı İsaac için verdiği yaşam mücadelesi, acıları, umutları yüreklerinize dokunacak.
Gri beyaz üniformalar, iskelet tutsaklar, siyah postallar, düşen bombalar, sığınaklar ve açlıktan zayıflamış insanların tıkıldığı yük vagonları aklınızda iz bırakacak.
İyi okumalar:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder